23 Mart 2012 Cuma

Tüm kalbimi ve ruhumu işime verdim, bunu yaparken de aklımı kaybettim.

-Van Gogh

Çok sevmek tüketiyor insanı.

Birini çok seversin bazen.
Kendinden çok.
Ona, kendine verdiğin değerden çok daha fazlasını verirsin.
Onun için gururunu ayaklar altına alırsın, kurallarını yıkarsın. Ondan önemli değillerdir çünkü.
Hep onu düşünürsün. Sınavların vardır, sorumlulukların, konuşman gereken insanlar. Herkesi ihmal edersin, onunla daha fazla konuşabilmek için.
Ailenle kavga edersin bazen, onunla çok mesajlaştığın için kızarlar sana. Birilerinin sizi ayırmasından, mesafelerin her şeyi alt üst etmesinden korkarsın en çok.
Ederler sonunda.
Senin için hiç önemli olmayan o mesafe, güvenini azaltır karşı tarafın.
Olur olmaz yalanlara inanır, düşünürsün; onun yerinde olsan sende inanırdın.
Ama kızarsın ona. Neden inanıyordur ki? Neden anlamıyordur senin onu delicesine sevdiğini?
Kullanılmış hissedersin bir zaman sonra. Geçmez o his. Yine de vazgeçemezsin.
Yeminler edersin onunla konuşmamak adına, bir işe yaramazlar.
Ayrılık bulur sonunda sizi de.
Mahvolursun, ağlamaktan gözlerin şişer, düşünemezsin, kafayı yiyecek gibi olursun. O mu? Başkalarıyladır o. Onu başka biriyle düşündükçe kıskançlık krizlerine girersin.
Doğru olmadığını bildiğin şeylere inanırsın; doğrularını yitirmişsindir, kendini bulamazsın sonunda.Çünkü o’na dönüşmüşsündür artık, o senden bir parçadır, vazgeçilmezindir.O seni hayatından çıkarsa da, hep senin hayatında kalacaktır.
Bir gün yine çıkagelir, bir kitabın sonu nasıl kaç kere okursan okusan da aynı bitecekse, bu aşkta öyle sonlanacaktır. Yine de sonunu tekrar yazma umuduyla yanıp tutuşursun. Onu yeniden kazanmak için.
O ise sadece seni elinde tutmak, belki de egosunu tatmin etmek istiyordur.
Bilsen de, aldırmazsın.
Çok seversin, tükenirsin.